Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Özlemle, sabırla beklenmiş kavuşmaların izini taşıyan, ömürlük başlangıçların sevincini yüklenmiş gelinlikler, Anadolu’nun zevki selimini yansıttığı kadar, kıymet dünyasına dair de çok şey anlatır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sırbistan’ın başşehri Belgrad‘a gerçekleştirdiği resmi ziyarete eşlik eden Emine Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanının eşi Tamara Vucic’in himayelerinde bu yıl 8’incisi düzenlenen Belgrad Milletlerarası Etnoloji Şenliği’ne katıldı.
Belgrad Etnografya Müzesi’nde gerçekleştirilen ve her sene bir ülkenin “odak ülke” olarak öne çıktığı şenlikte bu sene Türkiye, “odak ülke (Country in Focus)” seçildi. Bu kapsamda Ankara Olgunlaşma Enstitüsünce hazırlanan, Osmanlı ve Anadolu devri klasik gelinliklerinin tanıtıldığı, “Gelin Hazineleri: Osmanlı ve Anadolu Çeyizlerinde Bir Yolculuk” isimli 25 kesimden oluşan defile gerçekleştirildi.
Emine Erdoğan, defile öncesi yaptığı konuşmada dost ve kardeş ülke Sırbistan’da bulunmaktan ve Türkiye’nin “odak ülke” seçilmesinden duyduğu memnunluğu lisana getirdi. Kültürün, “her millete özgün rengini veren pahalar bütünü” olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
“Kimliğimizi tanımlamada ve kendimizi anlatmada kullandığımız ulusal bir lisandır. Bu nedenle var olan her kültür, büyük insanlık tablosunun farklı bir cephesine ışık meblağ. Onu bir bütün içinde okuyabilenlerin manevi perspektifini genişletir, önyargı ve nefret bariyerlerini aşmasını sağlar. Bize, tüm farklılıklarımıza karşın, bir ortada yaşayabilme formülünü sunar. Kültürel kimliğimizi somut olarak dışa yansıtan ise giysi kuşam geleneklerimizdir.”
Kıyafetlerin, insanların kendini anlattığı mektuplar üzere olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, “Kıyafetler, periyodunun, ülkesinin, toplumumun özelliklerini yansıtan, canlı bir tarihi doküman niteliğindedir. Her modülde, ilişkin oldukları yörenin niteliklerine nazaran farklı bir lisanın ve özgün bir sanatın varlığı göze çarpar” tabirlerini kullandı.
Bu sanatın incelikli yapıtlarının, bir bayanın en özel anlarından birisini süsleyen gelinliklerde görülebileceğine dikkati çeken Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
“Gelin bohçasından çeyize çok sayıda merasimi içeren Osmanlı saray ve Anadolu halk düğünleri, tıpkı vakitte, kültürümüzün tekrar hayat bulduğu üretim süreçleridir. Tarih boyunca sevgisini, duasını ve hayallerini incelikle kumaşa işleyen Türk bayanı, bugün bile gibisi ender bulunan eserler ortaya çıkarmıştır. Hasretle, sabırla beklenmiş kavuşmaların izini taşıyan, ömürlük başlangıçların sevincini yüklenmiş gelinlikler, Anadolu’nun zevki selimini yansıttığı kadar, paha dünyasına dair de çok şey anlatır.”
Aylar süren emek ve işbirliğinin sonucunda ortaya çıkan gelinliklerin, yeni kurulacak yuvanın kutsiyetini de yansıttığını belirten Emine Erdoğan, “İlerisi için de aileyi ayakta tutacak temel direklerin, sabır, anlayış ve itina olduğunu ortaya koyar. Başa ve bele takılan çeşitli aksesuarlarla tamamlanan gelinliğin içerisinde bayan, tüm bu bedelleri hal olarak kuşanır. Bugün her bir modülü bu eski ve uzun kıssanın izdüşümü olan gelinliklerimiz, defile kapsamında tekrar hayat bularak, bizi görsel bir şölenin ötesinde, değerli bir mirasın tanıklığına davet ediyor.” diye konuştu.
“Dostluklar ve evliliklerin de eşyalar üzere tüketildiği bir çağda yaşıyoruz”
Emine Erdoğan, “kullan-at” kültürünün kısa ömürlü eşyalarla sonlu kalmayarak, insan ilgilerine kadar sirayet ettiğine de dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Dostluklar ve evliliklerin de eşyalar üzere tüketildiği bir çağda yaşıyoruz maalesef. Geçmişin sevgi bağları ise müzelerimizde, büyükannelerimizin sandıklarında, sevgiyle dokunmuş, asırları aşan mükemmel kumaş ve dizaynlar olarak varlığını koruyor. Bugünkü medeniyet düzeyine ulaşmamızı sağlayan, insanlığın bilgi ve deneyim birikimini korumak için lokal ve özgün olanı güçlendirmek mecburiyetindeyiz. Sabır, anlayış ve emeği hayatımıza geri döndürdükçe, insan münasebetlerine de yeni ve kalıcı bir boyut kazandıracağımıza, yürekten inanıyorum.”
Emine Erdoğan, bu niyetlerle 1945’ten bu yana Türk kültüründe geçmiş ile geleceğin ortasında köprü olan Olgunlaşma Enstitülerini “Türk İğnesi” Projesi ile yine canlandırdıklarını anımsatarak, “Enstitülerimiz binlerce yıllık yaşanmışlığın, farklı coğrafya ve iklimlerin, keşiflerin izlerini taşıyan dokuma ve nakışlarımızın lisanını, günümüze çeviri ediyor. Ustalarımızın ellerinde, Türk kültürünü yansıtan pek çok klâsik el sanatları, bugünün vizyonuyla özgün bir yoruma ulaşıyor” sözlerini kullandı.
Olgunlaşma Enstitülerinin bu tıp etkinliklerle Türkiye’ye has tasarım kültürünü milletlerarası alanda tanıtan “lokomotif güç” oluşturduğunu lisana getiren Emine Erdoğan, kullanılan doğal materyallerle de sürdürülebilir üretim sistemi için ilham verici bir model sunduğunu, üretimde bayan emeğine yaptığı vurguyla da bayanların ekonomik olarak kalkınmasına katkı sağladığını kaydetti.
Emine Erdoğan, şenlik kapsamında defile ile sergilenecek, estetiğin ve özgünlüğün hakim olduğu bir çağı yansıtan gelinliklerin, bugünün tasarımcılarına ilham olmasını diledi. Konuşmasında, 2017’den itibaren bu manalı tertibe mesken sahipliği yapan ve bu yılki “odak ülke”yi Türkiye seçen Tamara Vucic’e de teşekkürlerini ileten Emine Erdoğan, defileye sundukları katkıdan dolayı Olgunlaşma Enstitülerinin çalışanlarına da şükranlarını sundu. Emine Erdoğan, “Bu vesileyle, yıllarca incecik dokunuşlarla sevgi ve hürmeti ailelerinin hayatına işlemiş, alın teriyle insanlığa şık bir miras bırakmış tüm bayanlarımızı hürmetle anıyorum” diye konuştu.
Konuşmasının akabinde Tamara Vucic ve konuklar Emine Erdoğan‘ı ayakta alkışladı.
Sırbistan Cumhurbaşkanının eşi Tamara Vucic de her şeyin aslında kendi özünden gelerek varlığını oluşturduğuna işaret ederek, geçmişin kültürel ögelerinin bugüne aktarılmasının ehemmiyetini vurguladı.
Konuşmaların akabinde Emine Erdoğan ve Tamara Vucic, klâsik Türk gelinliklerinin yer aldığı defileyi izledi. İştirakçiler tarafından büyük beğeni toplayan defileden sonra Emine Erdoğan ve Tamara Vucic, modellerle fotoğraf çektirdi. Şenlik kapsamında ayrıyeten ünlü opera sanatkarı Snezana Savicic Sekulic ve ulusal dans ve müzik topluluğu “Kolo” korosu tarafından konser verildi.
Sanatçılar, Türkiye’de “Katibim” olarak bilinen ve bölgenin en bilinen müziklerinden “Ruse kose curo imas”ı Sırpça ve Türkçe düetle seslendirdi. Defileyi Voyvodina Özerk Bölgesi Başbakanı Maja Gojkovic, birtakım bayan bakanlar, Sırbistan’da misyon yapan büyükelçi ve eşleri de takip etti.
Emine Erdoğan’dan Etnoloji Şenliği paylaşımı
Emine Erdoğan, şenlik ve bu kapsamda yapılan defileye ait toplumsal medya hesabından da paylaşımda bulundu. Paylaşımında Belgrad’da Sırbistan Cumhurbaşkanının eşi Tamara Vucic’in himayesinde düzenlenen Milletlerarası Etnoloji Şenliği’ne katılmanın büyük bir memnunluk olduğunu belirterek, “Farklı kültürlerin buluştuğu bu özel atmosferde Türkiye’nin ‘odak ülke’ olarak seçilmesi, tarihimizin ve kültürümüzün dünyaya tanıtılması ismine çok değerli bir adım. Bugün burada, birbirimize ne kadar farklı da olsak aslında birebir esaslı insani kıymetlerde birleştiğimizi bir defa daha hissettik” sözlerini kullandı.
Olgunlaşma Enstitülerinin üretimi olan Osmanlı ve Anadolu devri klâsik gelinliklerin sergilendiği defile ile bu kozmik bağın bir kesimi olmanın, dostluk bağlarını güçlendirmelerine vesile olduğunu lisana getiren Emine Erdoğan, şunları kaydetti:
“Dostum Tamara Vucic Hanımefendi’ye, böylesine manalı bir aktifliğe mesken sahipliği yaptığı ve bizleri içtenlikle ağırladığı için teşekkürlerimi sunuyorum.” – ANKARA
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Siyaset
News
