Tedavi gördüğü klinikte ölen kedi Şero, CHP Genel Merkezi’nin bahçesine gömüldü.
Şero’nun tedavi gördüğü kliniğin Başhekimi Dr. Tarkan Özçetin, sosyal medya hesabından Şero’nun öldüğünü duyurdu.
Özçetin, şunları kaydetti:
“Büyük kederle bildiriyoruz ki, 20 yıldır varlığı ile Türk siyasetinde tebessüm kaynağı olmuş, tüm hayvanseverlerin gönlünde taht kurmuş, CHP’nin kedisi Şero, hastanemizdeki tedavi sürecinin akabinde bu sabah prestijiyle hayatını kaybetmiştir. 20’yi bulan ileri yaşı ve yaşa bağlı sıhhat problemleri nedeniyle bir müddettir hastanemizde nezaret altında olan Şero, tüm müdahalelere karşın ne yazık ki aramızdan ayrılmıştır.”
CHP Genel Başkanı Özel defin törenine katıldı
CHP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamaya nazaran, Genel Lider Özgür Özel, 2004’te partisinin Genel Merkezi binası inşaatında dünyaya gelen ve bugüne kadar burada hayatını sürdüren Şero’nun defin merasimine katıldı.
CHP’nin kedisi Şero, merasimle CHP Genel Merkez binasının bahçesine gömüldü.
(ANKARA) –Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat sarsıntılarında Antakya’da Fuat Koku Sitesi’nde ailesini kaybeden Döne Kaya, “Adaletin kıvılcımı birinci kez dün, 96 canımızı kaybettiğimiz Adana Hasan Alpargün Apartmanı müteahhidinin müebbetle cezalandırılmasıyla atıldı. Bugünden itibaren bu kıvılcımı daha da büyütmek zorundayız” dedi.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat sarsıntılarında Antakya Fuat Koku Sitesi’nde ailesini kaybeden Döne Kaya, Ankara’da başlattığı adalet nöbetinin 20’nci haftasında hareketini Kuğulu Park’ta sürdürdü.
Döne Kaya burada yaptığı açıklamada, “Depremin üzerinden 600 geçti. Adalet hala sağlanmadı. Adaletin sağlanması için tam 20 haftadır Ankara’nın muhakkak noktalarında adalet nöbeti tutuyorum.6 Şubat’ta 2023’te dünya bir anlığına durdu. O gün yalnızca binalar değil, umutlarımız, hayallerimiz ve 53 bin insan enkaz altında kaldı. Sevdiklerimiz gözlerimizin önünde ihmalin soğuk ellerine teslim edildi” diye konuştu.
Depremde ömrünü yitiren şahısların, ihmalin ve denetimsizliğin kurbanı olduğunu söyleyen Kaya, şöyle konuştu:
“Onlar sırf birer sayı değil, hepimizin kaybettiği geleceğin kendisiydi. Bugün 600’üncü günde hala o geleceğin hesabını soruyoruz. Bu bir doğal afet değildi. İnsan eliyle işlenmiş bir cinayetti. Yıkılan yalnızca duvarlar değildi, bir milletin adalet duygusuydu. 53 bin cana kim hesap verecek. Bu ihmallerin bedelini kim ödeyecek. Sorumlular hala hür. Kamu görevlilerine dair yargılama başlanmamış durumda. Adalet hala sessiz. 600 gün oldu lakin içimizdeki yangın sönmedi. Her geçen gün bir yara daha da açılıyor. Geçen gün adaletsizliğin karanlığı daha da derinleşiyor. Bugün adalet için haykırmazsak yeniden öteki canlar da misal doğal afetlerde kaybolacak. Biz kaybettiklerimizin sesi olmaya devam edeceğiz. 53 bin canın hesabını sorana kadar da susmayacağız. Adalet gelmeden de bu yara kapanmayacak. Sorumlular hesap vermediği sürece hiçbirimiz inançta değiliz. Adalet yalnızca bir talep değil, zorunluluktur.
“Hemen artık adalet istiyoruz”
Adaletin kıvılcımı sarsıntının üzerinden 599 gün geçtikten sonra birinci sefer dün, 96 canımızı kaybettiğimiz Adana Hasan Alpargün Apartmanı müteahhitinin müebbetle cezalandırılmasıyla atıldı. Bugünden itibaren bu kıvılcımı daha da büyütmek zorundayız. Zira ihmallerden, para hırsından, rant hırsından ötürü kaybettiğimiz 53 bin insanın ve biz ailelerin bu adalete muhtaçlığı var. Aksi takdirde bu adaletsizliğin karanlığında hepimiz boğulacağız. Sesimizi duyun artık adalet gecikmesin. 53 bin insanın 6 Şubat günü ‘Sesimi duyan var mı?’ diye haykırışı, bugün adalet istiyoruz diye yankılanmakta. Çabucak artık adalet istiyoruz.”
(ANKARA) – Ankara’nın Gölbaşı İlçesi Hacılar Mahallesi’ndeki bir sitede 8 köpek meyyit bulundu. Sitede ikamet eden Hacılar Mahallesi Muhtarı Binnur Aykut, jandarmaya köpeklerin zehirlenerek öldürüldüğüne ait hata duyurusunda bulunduklarını belirterek, “Köpekleri yıllardır besliyorduk. Kimseye saldırdıklarını görmedim. Hepsinin tasması vardı. Köpekleri öldüren şahısların açığa çıkması için güvenlik kameralarına bakılmasını talep ettik” dedi.
Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki Hacılar Mahallesi’nde bir sitede 8 köpeğin cesedi bulundu. Zehirlendiği sav edilen köpekler için sitede yaşayan vatandaşlar ve mahalle muhtarı, jandarmaya kabahat duyurusu yaptı.
Köpeklerin öldürüldüğü sitede ikamet eden Hacılar Mahallesi Muhtarı Binnur Aykut, “Köpekleri yıllardır besliyorduk. Kimseye saldırdıklarını görmedim. Hepsinin tasması vardı. Köpekleri öldüren şahısların açığa çıkması için güvenlik kameralarına bakılmasını talep ettik. Sitede köpekleri istemeyen bireyler vardı. Vefatlar hakkında cürüm duyurusunda bulunduk” diye konuştu.
Site sakini Feray Türközü de “Köpeklerin vefatı, sitenin alt etabında oluyor. Köpeklerden birinin sahibi vardı, çipliydi. Sitede yaşayan aileler yıllardır köpekleri besliyordu. Hatta bir tanesi kanser hastasıydı, tedavisini site sakinleri karşıladı. Köpeklerin vefatına ait kamera kayıtlarına bakmak istedik ancak yok. Jandarma geliyor fakat bir şey yapmadan gidiyor. Bu sabah 4 köpeğin daha vefat haberini aldık. Yıllardır bizimleydiler, kimseye ziyanlar yoktu” dedi.
Türkiye Okçuluk Federasyonunun olağan genel heyetinde Abdullah Topaloğlu, tekrar başkanlığa seçildi.
Federasyonun 6. olağan ve 7. mali genel konsey toplantısı, Ankara’daki The Green Park Hotel’de yapıldı.
Seçime tek aday olarak giren mevcut lider Abdullah Topaloğlu, kullanılan 189 oyun 158’ini alarak yine başkanlık vazifesine getirildi.
Topaloğlu başkanlığındaki yeni idare konseyinde Alper Aytaçoğlu, Ersan Odaman, Elif Özdemir, Elif Çahlıyan, Emrah Yoğurtçu, Fuat Yıldırım, Hüseyin Ersan Topbaş, Mehmet Fatih Kalender, Metin Gazoz ve Muhammet Mustafa Bakırcı yer aldı.
Divan başkanlığını Turhan Menteş’in yaptığı genel konseyde, faaliyet ve kontrol raporları ise oy çokluğuyla ibra edildi.
Genel konseyin açılış konuşmasını yapan Türkiye Ulusal Olimpiyat Komitesi ve Dünya Okçuluk Federasyonu Başkanı Uğur Erdener, milli okçuların milletlerarası tertiplerde Türkiye’yi muvaffakiyetle temsil ettiğini vurguladı.
Erdener, kazanılan madalyalarda katkısı bulunanlara teşekkür ederek, “Türkiye Okçuluk Federasyonunun hem olimpik hem de paralimpik atletlerimizin büyük muvaffakiyetleri ortada. Daima birlikte bu muvaffakiyetleri izliyoruz. Ben inanıyorum ki önümüzdeki olimpiyat ve paralimpik oyunlarında bu muvaffakiyetler artarak devam edecektir.” tabirlerini kullandı.
Dünya Okçuluk Federasyonu Başkanlığı vazifesini devretmeye hazırlandığını belirten Erdener, “Benim de dünya başkanlığım, önümüzdeki yıl 20 yıl olacak. Orada da artık misyon bölümü vakti geliyor. 175 ülkede üye federasyonlarımızın genel ahengi çerçevesinde yeni bir idarenin oluşması için daima birlikte çalışacağız.” diye konuştu.
Topaloğlu: “Los Angeles 2028, bizim için zirve noktası olacak”
Türkiye Okçuluk Federasyonu Başkanlığına tekrar seçilen Abdullah Topaloğlu, bu inancı boşa çıkarmamak için her türlü çabayı göstereceklerini lisana getirdi.
Camianın tüm paydaşlarına teşekkür eden Topaloğlu, “2024 de öteki yıllar üzere Türk okçuluğu bakımından önemli başarılarla dolu. Mete Gazoz’un dünya şampiyonluğundan başlayarak mühlet gelen müsabakalarda atletlerimiz, gençlerimiz 63 madalya kazandı. Bu yarışların birden fazla çok değerli tertipler. Gençlerimiz bizleri gururlandırdı.” dedi.
Teknik grubun bu sonuçlarda değerli hisse sahibi olduğunu vurgulayan Topaloğlu, “Önümüzde 2028 olimpiyatları var. Çabucak çalışmalarımıza başlamamız lazım. Önümüzde 4 yıllık bir mühlet var. Bu mühlet zarfında yeniden daima birlikte çalışacağız. Umuyorum ki Los Angeles 2028 Olimpiyatları, bizim için zirve noktası olacak. Zira Paris’te seyretmiş olduğunuz gençlerimizin muvaffakiyetlerini bu günden görüyoruz. Bu çocukların kabiliyetini hepimiz gördük. Bu 4 yılı en düzgün halde değerlendirip gereğini yapacağız, milletimizi ve ülkemizi gururlandıracağız.” değerlendirmesinde bulundu.
ANKARA’da anne ve babası dahil ailesinin yüzde 60’ı işitme engelli olan Samet Ünal (33), Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Engelsiz Sıhhat İrtibat Merkezi’nde (ESİM) sıhhat sorunu yaşayan işitme engellilerin tercümanlığını yaparak, sıhhat hizmetlerine kolay erişmelerini sağlıyor.
Bireylerinin yüzde 60’ı işitme engelli olan bir ailede dünyaya gelen Samet Ünal, 5 yaşında konuşmayı öğrenerek annesi Meryem (61), babası Vedat Ünal (61) ve birçok akrabasının dışarıya açılan dünyada sesi ve tercümanı oldu. Samet Ünal, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni 2017’de bitirdikten sonra Sağlık Bakanlığı bünyesinde işitme engellilerin sıhhat hizmetlerine erişimini kolaylaştırmak gayesiyle kurulan ESİM’de tercüman olarak işe başladı. İşitme engelli bireylerin acil sıhhat sıkıntılarında 112 acil servis başta olmak üzere, hastanelere erişimini kolaylaştıran sistem ESİM, 2016 yılında hayata geçti. 8 işaret lisanı tercümanı ve 4 sıhhat profesyoneli ile 7 gün 24 saat hizmet veren sistem ile işitme engelliler ambulans çağırıp, tabip randevusu alabiliyor, muayene sırasında doktora sıkıntılarını iletebiliyor. Samet Ünal da merkezde işitme engellilerle işaret lisanıyla konuşup, sıhhat hizmetlerine erişimini kolaylaştırmaya çalışıyor.
‘İŞARET LİSANI, BENİM ANA DİLİM’
Samet Ünal, işitme engelli ebeveynlere sahip olduğu için doğuştan itibaren işaret lisanını bildiğini söyleyerek, “Benim gibilerin hayatlarında aslında bu durumu meslek olarak yapan pek çok arkadaşımız var. Ben de o isimlerden birisiyim. Esasen edebiyat öğretmeni olmama karşın kendimi daha çok işaret lisanında var edebildiğimi ve işaret lisanında daha rahat hissettiğimi düşünerek, işaret lisanını hem meslek olarak hem de hayatımda pek çok manada insanlara dokunabildiğim bir istikametim olarak kullanmaya itina gösteriyorum. Annem ve babam işitme engelli. Tıpkı vakitte amcalarım, yengelerim, geniş ailemin yüzde 60’ı işitme engelli. Aslında tam manasıyla sağır toplumunda doğup, dünyaya gelen ve o toplumla birlikte yetişen bir bireyim. İşaret lisanı, benim ana dilim. Annem ve babam bu lisanı konuşuyor. Onlardan öğrendim. Daha sonra onların doğalında tercümanları oldum. 5 yaşındaydım, annem ve babam için tertipli olarak tercümanlık yapar bir haldeydim. Zira onların bir uzuvları üzere onların lisanları olmuştum resmen. Bu aslında işitme engelli bir ailede dünyaya gelirken, toplumsal bir sorumlulukla birlikte dünyaya geldiğinizi de ortaya koymuş oluyor” diye konuştu.
‘TÜM SIHHAT SÜREÇLERİNİ YÖNETİYORUZ’
ESİM’de çalışmaya başladıktan sonra da tüm işitme engellilerin sesi olduğunu anlatan Samet Ünal, “Türkiye’nin her yerindeki işitme engelli vatandaşlara hizmet sunuyoruz. ESİM, Türkiye’deki birinci manzaralı davet merkezi ve birinci kamu manzaralı davet merkezi aslında. 2016 yılından bu yana on binlerce tahminen yüz binlerce işitme engelli vatandaşa direkt canlı takviye sunmuş olduk. Günde ortalama 50 ile 150 ortasında işitme engelli vatandaşlarımızdan imajlı davet alarak yardımcı oluyoruz. Randevu alma, randevuya giderken oradaki süreçlerde, doktor yanındaki süreçlerinde, tabiple olan diyaloğunda direkt çeviri hizmeti alabiliyor. Acil durumlarda da biz vatandaşlarımıza takviye sunuyoruz. Ambulans çağırırken ya da bir işitme engelli vatandaşımız yalnız bulunduğu anlarda, eşi, yakınları, çocukları konutta olmayan işitme engelliler bize ulaşabiliyor. Hastaneye giden vatandaşın, akşama kadar sarkan bütün süreçlerinde, gece yaşadıkları meselelerde, o vatandaşın hastane, ambulansla konutundan alınıp, hastaneye götürülmesi, hastanede tedavi olması sürecinde ve acilden taburcu olana kadar yanında oluyoruz. Bizim uygulamamızı kullanan işitme engelli vatandaşların aslında tüm hastane ve sıhhat süreçlerini yönetmiş oluyoruz” dedi.
News
